Çankırı
Turkey /
Cankiri /
Kursunlu /
World
/ Turkey
/ Cankiri
/ Kursunlu
/ Türkiye /
göl, il / vilayet, birinci seviye idaresi, sırf sınırlar
İl Trafik Kodu: 18
Yüzölçümü: 8.526 km2
İlin kuzey sınırındaki dağlar, aynı zamanda en yüksek kesimini oluşturmaktadır. Kuzey Anadolu dağlarının ikinci sırasındaki Ilgaz Dağları, doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır. En yüksek noktası 2587 m. olan bu dağ sırası üzerinde Küçükhacet Tepesi (2546 m.), Büyükhacet Tepesi (2587 m.), Kulpi (1980 m.), Bulancak (1935 m.), Altunsivrisi (1934 m.) ve Kocadağ (1763 m.) bulunmaktadır. Çankırı ve Kastamonu arasındaki doğal sınırı il sınırını oluşturan Ilgaz Dağları, Kurşunlu civarında Sofra Sırtları, Çerkeş yöresinde de Doğdu ve Çamlıca olmak üzere iki kola ayrılmaktadır.
Ilgaz Dağları’nın güneyinde ise Çorum ile Kastamonu-Tosya sınırından başlayarak batıya doğru yönelen Erikli, Sarıkaya, Karakaya, Ilısılık, Yapraklı, Doğdu, Taşyakası, Batıbeli ve Dumanlı Dağları, yaklaşık 2000 m. yüksekliğe uzanan yeni bir dağ sırası oluşturmaktadır. Bunların güneyinde kalan bölgede de Çerkeş-Gerede ve Kızılcahamam sınırı boyunca bir diğer dağ sırası uzanmaktadır. Bu dağ sırasında Çit, Karataş, Işık, Elden, Aydos, Eldivan ve Bozkır Dağları yer almaktadır. İlin kuzeybatısında ise Karabük ve Bolu ile doğal sınırı oluşturan Hodalca, Elaman ve Eğriova Dağları bulunmaktadır. Kent merkezi civarında yer alan Hıdırlık Kaşı, Meryemana Tepesi ile Sarıdağ ise güneybatıya uzanan diğer büyüklü küçüklü tepelerle birlikte, ileride Taşyakası, Dumanlı ve Aydos Dağları’nı oluşturarak devam etmektedir.
Çankırı’da Kızılırmak Havzası dışında, yörede Kızılırmak Havzası Ovaları, Devres Çayı çevresindeki ovalar, Tatlıçay çevresindeki ovalar, Orta İlçesi Ovası ve Çerkeş Ovası bulunmaktadır. İlin belli başlı yaylaları da Mülayim ve Karapınar Yaylaları, Yapraklı Yaylası, Taşyakası, Aydos ve Dumanlı Dağları üçgeninde bulunan Sanı Yaylası ile Eldivan, Aydos, Karapazar ve Aliözü Yaylalarıdır. Bu Yaylalar bitki örtüsü ve ekolojik yapıları yönünden, özellikle dağ turizmi ile tracking sporu için uygundur. İl sınırları içindeki akarsuların en büyüğü, aynı zamanda ülkemizin en uzun nehri olan Kızılırmak’tır. Kara ikliminin tüm özelliklerinin görüldüğü ilde, akarsuların akış miktarlarında meteorolojik değişimlere paralel olarak düzensizlikler görülmekte, yazları bazı sularda azalma görülürken, irili ufaklı dere ve çayların tamamen kuruduğu dikkati çekmektedir. Kızılırmak’ın yaklaşık 30 kilometrelik bölümü Çankırı sınırları içinde kalmakta ve geçtiği bölgedeki araziyi sulamaktadır. Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinden doğarak Orta, Kurşunlu ve Ilgaz’ın topraklarını sulayan Devrez Çayı ise 211 km. uzunluğundadır. Bir kolu da kent merkezinden geçen Tatlıçay ile (Acıçayla) birleşmektedir. Terme Çayı (Şabanözü Çayı), Çankırı-Ankara sınırını çizdikten sonra Acıçay’la birleşmektedir.
Sulamaya ve tarıma uygun olan Uluçay, Kurşunlu ve Çerkeş’ten gelen küçük çaylarla beslenmektedir. Akışı hızlı olan Uluçay’la birleşen Melan (Soğanlı) Çayı ise daha ileride Filyos Irmağı’na karışmaktadır. İl sınırları içerisinde; Kamış, Hacılar, Uzun, Bozyaka, Yayla, Hasır, Dumanlı, Pazar, Büyük, Dipsiz, Çöp, Bakkal, Gül, Sülük, Kadıgil Gölleri vardır. Ayrıca ilde, tarım ve hayvancılığa yönelik olarak yapılmış bulunan Eldivan-Seydi, Karadere, Saray, Şabanözü Göleti, Mart, Karaören, Kurşunlu-Dumalı, Korgun-Maruf, Yapraklı-Gürgenlik Göletleri bulunmaktadır. Çankırı’da 53 milyon m³ hacminde Güldürcek Barajı ilin önemli bir barajıdır. Denizden yüksekliği 723 metredir.
İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, ormancılığa dayanmaktadır. Ancak İlin kuzey ve güney kesimlerindeki doğal farklılıklar tarımda da farklılık göstermektedir. Çankırı’nın kuzeyindeki Ilgaz Dağları’nın kapladığı alan, Türkiye’nin en önemli orman bölgelerindendir ve aynı zamanda Karadeniz ormanlarının bir parçasıdır. Buradaki alanlarda bitkisel üretim ve hayvancılık yapılmaktadır. En yaygın olarak buğday, arpa ve Türkiye genelinde önem taşıyan tek bitkisel ürün olan fiğ yetiştirilmektedir. Ayrıca burçak, fasulye, şeker pancarı ve fasulye de üretilmektedir. Akarsu boylarında bağcılık, sebze ve meyvecilik yapılmaktadır.
Ovalık alanların sınırlı oluşundan ötürü hayvancılık ekonomide önde gelmektedir. Yüksek kesimlerde koyun, sığır ve tiftik keçisi yetiştirilir. Özellikle Çankırı Türkiye’de tiftik keçisinin en çok yetiştirildiği illerdendir. Ayrıca ormanlık kesimde arıcılık yapılır ve çam balı ile de ünlüdür. Kuzeydeki orman alanlarında tomruk, maden, tel direği ve yakacak odun üretilir. Buradaki ormanlarda karaçam, sarıçam, kızılçam, göknar, meşe ve kayın gibi ağaçlar bulunmaktadır. Sanayi son derece sınırlıdır ve küçük ölçüdeki sanayi atölyeleri daha çok Çankırı il merkezindedir.
Çankırı, M.Ö. 2000-1200 arasında Hititlerin egemenliği altında idi. Yapılan araştırmaların ışığı altında Çankırı yöresinde İlk Tunç Çağı’ndan itibaren bir yerleşim olduğu da kesinlik kazanmıştır. M.Ö. 1200’lerde Yunanistan’ın kuzeyinden gelen göç dalgası Hitit Devleti’nin yıkılmasına neden olmuştur. Bundan sonra Hititler, Anadolu’nun güney ve güneydoğusuna çekilerek küçük beylikler halinde yaşamaya devam etmişlerdir. Öte yandan, Karadeniz kıyısında bugünkü Çankırı’nın kuzeyinde oturan Kaşkalar da, doğuya çekilerek, Mezopotamya’nın kuzeyindeki dağlık yörelere yerleşmişlerdir. Hititlerden sonra bölgeye Paflagonya’nın en eski halkı olan Henet, Kaukon ve Mariandina toplulukları yerleşmiştir. Henetler, Cide-Amasra arasında, Mariandinalar Ayancık dolaylarında, Kaukonlar ise, Eskişehir (Frigya) yörelerinde yerleşmişlerdi. Paflagonlar’ın buraya gelişini anlatan Ksenofon, Paflagonlar’ın 100.000’e yakın askerleri olduğunu söyledikten sonra bu askeri gücün bölgedeki güç dengesini bozduğunu belirtmiştir. Daha sonra M.Ö. 700-650 dolayında Kafkasya’dan Kimmerler de Paflagonya’ya kadar gelmişlerdir. Paflagonya’lılar döneminde bugünkü Çankırı’nın olduğu yerde Gangra isimli bir kentin olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. İç Paphlagonia’nın en eski kentlerinden biri olan Gangra, Anadolu’da Pers döneminde, bir satraplık olduğu bilinmekle birlikte, kentin hangi yüzyılda ve kimler tarafından kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. Özellikle tarihinin M.Ö. I. yüzyıldan önceki dönemi karanlıktır. Pontus Kralı VI. Mithridates’e karşı kazanılan savaştan sonra, Anadolu’da egemenlik alanlarını yeniden düzenleyen Romalı komutan Pompeus, bu yöreyi, Roma bağımlısı bir krala bırakmıştır. Başkenti Gangra olan bu İç Paphlagonia Krallığı M.Ö. VII. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüştür.
V. yüzyılda Gangra (Çankırı), Antrapa (İskilip-Çorum) ile birlikte tüm Paflagonya, Romanın Galatya vilayetine bağlanmıştır. Bu dönemde Galatya Kralı Deitaros, Roma İmparatoru Cesar’ın öldürülmesi olayına katıldıktan sonra, Paflagonya’ya dönmüş ve Trokme diye anılan Galat Beyliği’nin topraklarını ele geçirmiştir. Roma’nın Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasından sonra ise, Paflagonya, Doğu Roma’nın bir eyaleti olmuştur. Bu dönemde Paflagonya, Honorias Pontus ya da Pilaimeles Theması diye anılan yerel bir birim durumuna getirilmiştir. Pompeiopolis (Taşköprü) bu temanın başkenti olmuştur. Bunun dışında bölgenin Bizans dönemindeki tarihi oldukça karanlıktır. Ancak Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra 1082 yılında Türklerin bölgeye gelmesiyle Bizans gücü bölgede azalmıştır.
Çankırı yöresi 1082’de Türkmen Beyi Emin Karateke’nin yönetimine girmiştir. Daha sonra 1106 yılında Danişmendoğulları bölgeye hâkim olmuşsa da Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos tarafından Bizans hâkimiyeti altına alınmış, ancak bu durum çok uzun sürmemiştir. 14. yüzyılda Çandaroğulları buraya hâkim olmuş, Beylik Sinop ve Kastamonu olarak ikiye ayrılınca Çankırı yöresi Kastamonu Beyliği’ne bağlanmıştır. Yıldırım Beyazıt bu beyliğe son vererek yöreyi Osmanlı topraklarına katmışsa da Ankara Savaşı (1402) sonrasında Sinop Beyi İsfendiyar Bey, Çankırı topraklarının bir bölümünü geri almıştır. İsfendiyar Bey’in oğlu Kasım Bey, Osmanlılara sığınınca Çelebi Mehmet Ona Çankırı’yı vermiştir. Sultan II. Murat döneminde İsfendiyar Bey Çankırı’yı tekrar ele geçirmiş, ancak daha sonra yeniden Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bundan sonra da Çankırı Kastamonu vilayetine bağlı bir sancak olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra da il merkezi olmuştur.
İlçeleri: Merkez, Atkaracalar, Bayramören, Çerkeş, Eldivan, Ilgaz, Kızılırmak, Korgun, Kurşunlu, Orta, Şabanözü ve Yapraklı’dır.
Yüzölçümü: 8.526 km2
İlin kuzey sınırındaki dağlar, aynı zamanda en yüksek kesimini oluşturmaktadır. Kuzey Anadolu dağlarının ikinci sırasındaki Ilgaz Dağları, doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır. En yüksek noktası 2587 m. olan bu dağ sırası üzerinde Küçükhacet Tepesi (2546 m.), Büyükhacet Tepesi (2587 m.), Kulpi (1980 m.), Bulancak (1935 m.), Altunsivrisi (1934 m.) ve Kocadağ (1763 m.) bulunmaktadır. Çankırı ve Kastamonu arasındaki doğal sınırı il sınırını oluşturan Ilgaz Dağları, Kurşunlu civarında Sofra Sırtları, Çerkeş yöresinde de Doğdu ve Çamlıca olmak üzere iki kola ayrılmaktadır.
Ilgaz Dağları’nın güneyinde ise Çorum ile Kastamonu-Tosya sınırından başlayarak batıya doğru yönelen Erikli, Sarıkaya, Karakaya, Ilısılık, Yapraklı, Doğdu, Taşyakası, Batıbeli ve Dumanlı Dağları, yaklaşık 2000 m. yüksekliğe uzanan yeni bir dağ sırası oluşturmaktadır. Bunların güneyinde kalan bölgede de Çerkeş-Gerede ve Kızılcahamam sınırı boyunca bir diğer dağ sırası uzanmaktadır. Bu dağ sırasında Çit, Karataş, Işık, Elden, Aydos, Eldivan ve Bozkır Dağları yer almaktadır. İlin kuzeybatısında ise Karabük ve Bolu ile doğal sınırı oluşturan Hodalca, Elaman ve Eğriova Dağları bulunmaktadır. Kent merkezi civarında yer alan Hıdırlık Kaşı, Meryemana Tepesi ile Sarıdağ ise güneybatıya uzanan diğer büyüklü küçüklü tepelerle birlikte, ileride Taşyakası, Dumanlı ve Aydos Dağları’nı oluşturarak devam etmektedir.
Çankırı’da Kızılırmak Havzası dışında, yörede Kızılırmak Havzası Ovaları, Devres Çayı çevresindeki ovalar, Tatlıçay çevresindeki ovalar, Orta İlçesi Ovası ve Çerkeş Ovası bulunmaktadır. İlin belli başlı yaylaları da Mülayim ve Karapınar Yaylaları, Yapraklı Yaylası, Taşyakası, Aydos ve Dumanlı Dağları üçgeninde bulunan Sanı Yaylası ile Eldivan, Aydos, Karapazar ve Aliözü Yaylalarıdır. Bu Yaylalar bitki örtüsü ve ekolojik yapıları yönünden, özellikle dağ turizmi ile tracking sporu için uygundur. İl sınırları içindeki akarsuların en büyüğü, aynı zamanda ülkemizin en uzun nehri olan Kızılırmak’tır. Kara ikliminin tüm özelliklerinin görüldüğü ilde, akarsuların akış miktarlarında meteorolojik değişimlere paralel olarak düzensizlikler görülmekte, yazları bazı sularda azalma görülürken, irili ufaklı dere ve çayların tamamen kuruduğu dikkati çekmektedir. Kızılırmak’ın yaklaşık 30 kilometrelik bölümü Çankırı sınırları içinde kalmakta ve geçtiği bölgedeki araziyi sulamaktadır. Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinden doğarak Orta, Kurşunlu ve Ilgaz’ın topraklarını sulayan Devrez Çayı ise 211 km. uzunluğundadır. Bir kolu da kent merkezinden geçen Tatlıçay ile (Acıçayla) birleşmektedir. Terme Çayı (Şabanözü Çayı), Çankırı-Ankara sınırını çizdikten sonra Acıçay’la birleşmektedir.
Sulamaya ve tarıma uygun olan Uluçay, Kurşunlu ve Çerkeş’ten gelen küçük çaylarla beslenmektedir. Akışı hızlı olan Uluçay’la birleşen Melan (Soğanlı) Çayı ise daha ileride Filyos Irmağı’na karışmaktadır. İl sınırları içerisinde; Kamış, Hacılar, Uzun, Bozyaka, Yayla, Hasır, Dumanlı, Pazar, Büyük, Dipsiz, Çöp, Bakkal, Gül, Sülük, Kadıgil Gölleri vardır. Ayrıca ilde, tarım ve hayvancılığa yönelik olarak yapılmış bulunan Eldivan-Seydi, Karadere, Saray, Şabanözü Göleti, Mart, Karaören, Kurşunlu-Dumalı, Korgun-Maruf, Yapraklı-Gürgenlik Göletleri bulunmaktadır. Çankırı’da 53 milyon m³ hacminde Güldürcek Barajı ilin önemli bir barajıdır. Denizden yüksekliği 723 metredir.
İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, ormancılığa dayanmaktadır. Ancak İlin kuzey ve güney kesimlerindeki doğal farklılıklar tarımda da farklılık göstermektedir. Çankırı’nın kuzeyindeki Ilgaz Dağları’nın kapladığı alan, Türkiye’nin en önemli orman bölgelerindendir ve aynı zamanda Karadeniz ormanlarının bir parçasıdır. Buradaki alanlarda bitkisel üretim ve hayvancılık yapılmaktadır. En yaygın olarak buğday, arpa ve Türkiye genelinde önem taşıyan tek bitkisel ürün olan fiğ yetiştirilmektedir. Ayrıca burçak, fasulye, şeker pancarı ve fasulye de üretilmektedir. Akarsu boylarında bağcılık, sebze ve meyvecilik yapılmaktadır.
Ovalık alanların sınırlı oluşundan ötürü hayvancılık ekonomide önde gelmektedir. Yüksek kesimlerde koyun, sığır ve tiftik keçisi yetiştirilir. Özellikle Çankırı Türkiye’de tiftik keçisinin en çok yetiştirildiği illerdendir. Ayrıca ormanlık kesimde arıcılık yapılır ve çam balı ile de ünlüdür. Kuzeydeki orman alanlarında tomruk, maden, tel direği ve yakacak odun üretilir. Buradaki ormanlarda karaçam, sarıçam, kızılçam, göknar, meşe ve kayın gibi ağaçlar bulunmaktadır. Sanayi son derece sınırlıdır ve küçük ölçüdeki sanayi atölyeleri daha çok Çankırı il merkezindedir.
Çankırı, M.Ö. 2000-1200 arasında Hititlerin egemenliği altında idi. Yapılan araştırmaların ışığı altında Çankırı yöresinde İlk Tunç Çağı’ndan itibaren bir yerleşim olduğu da kesinlik kazanmıştır. M.Ö. 1200’lerde Yunanistan’ın kuzeyinden gelen göç dalgası Hitit Devleti’nin yıkılmasına neden olmuştur. Bundan sonra Hititler, Anadolu’nun güney ve güneydoğusuna çekilerek küçük beylikler halinde yaşamaya devam etmişlerdir. Öte yandan, Karadeniz kıyısında bugünkü Çankırı’nın kuzeyinde oturan Kaşkalar da, doğuya çekilerek, Mezopotamya’nın kuzeyindeki dağlık yörelere yerleşmişlerdir. Hititlerden sonra bölgeye Paflagonya’nın en eski halkı olan Henet, Kaukon ve Mariandina toplulukları yerleşmiştir. Henetler, Cide-Amasra arasında, Mariandinalar Ayancık dolaylarında, Kaukonlar ise, Eskişehir (Frigya) yörelerinde yerleşmişlerdi. Paflagonlar’ın buraya gelişini anlatan Ksenofon, Paflagonlar’ın 100.000’e yakın askerleri olduğunu söyledikten sonra bu askeri gücün bölgedeki güç dengesini bozduğunu belirtmiştir. Daha sonra M.Ö. 700-650 dolayında Kafkasya’dan Kimmerler de Paflagonya’ya kadar gelmişlerdir. Paflagonya’lılar döneminde bugünkü Çankırı’nın olduğu yerde Gangra isimli bir kentin olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. İç Paphlagonia’nın en eski kentlerinden biri olan Gangra, Anadolu’da Pers döneminde, bir satraplık olduğu bilinmekle birlikte, kentin hangi yüzyılda ve kimler tarafından kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. Özellikle tarihinin M.Ö. I. yüzyıldan önceki dönemi karanlıktır. Pontus Kralı VI. Mithridates’e karşı kazanılan savaştan sonra, Anadolu’da egemenlik alanlarını yeniden düzenleyen Romalı komutan Pompeus, bu yöreyi, Roma bağımlısı bir krala bırakmıştır. Başkenti Gangra olan bu İç Paphlagonia Krallığı M.Ö. VII. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüştür.
V. yüzyılda Gangra (Çankırı), Antrapa (İskilip-Çorum) ile birlikte tüm Paflagonya, Romanın Galatya vilayetine bağlanmıştır. Bu dönemde Galatya Kralı Deitaros, Roma İmparatoru Cesar’ın öldürülmesi olayına katıldıktan sonra, Paflagonya’ya dönmüş ve Trokme diye anılan Galat Beyliği’nin topraklarını ele geçirmiştir. Roma’nın Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasından sonra ise, Paflagonya, Doğu Roma’nın bir eyaleti olmuştur. Bu dönemde Paflagonya, Honorias Pontus ya da Pilaimeles Theması diye anılan yerel bir birim durumuna getirilmiştir. Pompeiopolis (Taşköprü) bu temanın başkenti olmuştur. Bunun dışında bölgenin Bizans dönemindeki tarihi oldukça karanlıktır. Ancak Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra 1082 yılında Türklerin bölgeye gelmesiyle Bizans gücü bölgede azalmıştır.
Çankırı yöresi 1082’de Türkmen Beyi Emin Karateke’nin yönetimine girmiştir. Daha sonra 1106 yılında Danişmendoğulları bölgeye hâkim olmuşsa da Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos tarafından Bizans hâkimiyeti altına alınmış, ancak bu durum çok uzun sürmemiştir. 14. yüzyılda Çandaroğulları buraya hâkim olmuş, Beylik Sinop ve Kastamonu olarak ikiye ayrılınca Çankırı yöresi Kastamonu Beyliği’ne bağlanmıştır. Yıldırım Beyazıt bu beyliğe son vererek yöreyi Osmanlı topraklarına katmışsa da Ankara Savaşı (1402) sonrasında Sinop Beyi İsfendiyar Bey, Çankırı topraklarının bir bölümünü geri almıştır. İsfendiyar Bey’in oğlu Kasım Bey, Osmanlılara sığınınca Çelebi Mehmet Ona Çankırı’yı vermiştir. Sultan II. Murat döneminde İsfendiyar Bey Çankırı’yı tekrar ele geçirmiş, ancak daha sonra yeniden Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bundan sonra da Çankırı Kastamonu vilayetine bağlı bir sancak olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra da il merkezi olmuştur.
İlçeleri: Merkez, Atkaracalar, Bayramören, Çerkeş, Eldivan, Ilgaz, Kızılırmak, Korgun, Kurşunlu, Orta, Şabanözü ve Yapraklı’dır.
Wikipedia makalesi: http://tr.wikipedia.org/wiki/Çankırı_(il)
Nearby cities:
Koordinatlar (Enlem ve Boylam): 40°40'34"N 33°21'28"E
- Sivas (il) 211 km
- Ankara (il) 213 km
- Konya (il) 239 km
- Batı Azerbaycan (Eyalet) 913 km
- Doğu Azerbaycan 1016 km
- İsfahan (il) 1572 km
- Yezd 1817 km
- Kerman Eyaleti 2111 km
- Sind 3309 km
- Palavan 8590 km
- Gürpınar Mahallesi 19 km
- Kalfat ormanı 20 km
- Akören Mahallesi 21 km
- Şabanözü ormanı 22 km
- Eldivan ormanı 23 km
- Kale Mahallesi 23 km
- Yeniosb Mahallesi 24 km
- Fatih Mahallesi 25 km
- Aydos D. 31 km
- Çubuk İlçesi 48 km
Yorumlar