Dara Antik şehri
Syria /
al-Hhasakah /
Amuda /
World
/ Syria
/ al-Hhasakah
/ Amuda
, 7 km merkezden (عامودا)
/ Türkiye /
müze, harabe, kalıntı, tarihi, arkeolojik alan, üs, byzantine (en)
Mardin’in 30 km güneydoğusunda, Mardin-Nusaybin karayolu üzerinde Antik Dara kenti kalıntıları bulunmaktadır. "Dağara" adı ‘Darius’un başkenti anlamındadır.
Bu yerleşim antik kaynaklarda Mezopotamya’nın Efes’i olarak tanınmakta olup, İpek Yolu üzerindeki önemli bir yerleşimdir. Burada yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan kalıntıların dünyanın ilk su barajına ait olduğu sanılmaktadır.
Dara antik kenti Prof.Dr.Metin Ahunbay tarafından araştırılmış ve “Mardin, Taşın Belleği” isimli kitabında da yayınlanmıştır. Prof.Dr.Metin Ahunbay bu kentin Roma imparatoru Anastasius tarafından kurulduğunu ileri sürmüştür.
Mezopotamya’nın önemli antik yerleşimlerinden Dara’nın ne zaman kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber arkeolojik kaynaklar Ahamanişlerin kralı Darxis tarafından MÖ.530–570 yıllarında kurulduğundan söz etmektedir. Bu antik yerleşim İranlılar ile Romalılar arasında sürekli el değiştirmiş, MS. VII. yüzyılda Arap istilasına uğramış, daha sonra da yerel beylikler tarafından yönetilmiştir. XV-XVI. yüzyıllarda çevresindeki diğer yerleşim alanları ile birlikte Osmanlıların eline geçmiştir.
Dara antik kentinden günümüze kale (Daras Anastasiupolis), kilise, köprü, su kanalları, su sarnıçları, arasta, kaya mezarları ve sivil yerleşim binalarına ait kalıntılar gelebilmiştir. Bu kalıntılara dayanılarak kuruluşundan itibaren Ahamanişlerin tanrısı Ahura Mazda’ya inanıldığı ve bunun için de bir takım ateş kuleleri yapıldığı görülmüştür.
Antik kentten günümüze kalıntıları gelebilen, moloz taş, tuğla ve kesme taştan yapılmış olan surlara dayanılarak çok iyi korunmuş bir kent olduğu anlaşılmaktadır.
Kenti çevreleyen surlar kuzey kapısının doğu ucundan başlayarak Zellace Mevkiini de kapsayarak yöredeki mağaraları da içerisine alır ve Tophane’ye ulaşır. Bundan sonra Bertevi Sarayının yanındaki güneye yönelik kapı ile birleşir. Şehri kuşatan bu surlar eski mezarlık olan Mahsara’yı da içerisine alarak Kesik Kaya üzerinden Hakni Mevkiine çıkar. Böylece bu sur duvarları içerisindeki iç kale ile birlikte Osmanlı döneminde yapılmış Kale Camisi’nin doğusunda birleşir.
Günümüzde bu surların içerisinde kentin önemli yapıları olan kilise, saray, cami, arasta, köprü ve sarnıçların izleri görülmektedir.
Surların içerisinde bulunan İç Kale ise şehrin kuzeyinde 50 m. yüksekliğindeki tepe üzerinde tüm yöreye hakim biçimde kurulmuştur. Bu tepenin yamaçlarında ve çevresinde de sivil yaşama ait evlerin kalıntılarına yer yer rastlanmaktadır.
Bu yerleşim antik kaynaklarda Mezopotamya’nın Efes’i olarak tanınmakta olup, İpek Yolu üzerindeki önemli bir yerleşimdir. Burada yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan kalıntıların dünyanın ilk su barajına ait olduğu sanılmaktadır.
Dara antik kenti Prof.Dr.Metin Ahunbay tarafından araştırılmış ve “Mardin, Taşın Belleği” isimli kitabında da yayınlanmıştır. Prof.Dr.Metin Ahunbay bu kentin Roma imparatoru Anastasius tarafından kurulduğunu ileri sürmüştür.
Mezopotamya’nın önemli antik yerleşimlerinden Dara’nın ne zaman kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber arkeolojik kaynaklar Ahamanişlerin kralı Darxis tarafından MÖ.530–570 yıllarında kurulduğundan söz etmektedir. Bu antik yerleşim İranlılar ile Romalılar arasında sürekli el değiştirmiş, MS. VII. yüzyılda Arap istilasına uğramış, daha sonra da yerel beylikler tarafından yönetilmiştir. XV-XVI. yüzyıllarda çevresindeki diğer yerleşim alanları ile birlikte Osmanlıların eline geçmiştir.
Dara antik kentinden günümüze kale (Daras Anastasiupolis), kilise, köprü, su kanalları, su sarnıçları, arasta, kaya mezarları ve sivil yerleşim binalarına ait kalıntılar gelebilmiştir. Bu kalıntılara dayanılarak kuruluşundan itibaren Ahamanişlerin tanrısı Ahura Mazda’ya inanıldığı ve bunun için de bir takım ateş kuleleri yapıldığı görülmüştür.
Antik kentten günümüze kalıntıları gelebilen, moloz taş, tuğla ve kesme taştan yapılmış olan surlara dayanılarak çok iyi korunmuş bir kent olduğu anlaşılmaktadır.
Kenti çevreleyen surlar kuzey kapısının doğu ucundan başlayarak Zellace Mevkiini de kapsayarak yöredeki mağaraları da içerisine alır ve Tophane’ye ulaşır. Bundan sonra Bertevi Sarayının yanındaki güneye yönelik kapı ile birleşir. Şehri kuşatan bu surlar eski mezarlık olan Mahsara’yı da içerisine alarak Kesik Kaya üzerinden Hakni Mevkiine çıkar. Böylece bu sur duvarları içerisindeki iç kale ile birlikte Osmanlı döneminde yapılmış Kale Camisi’nin doğusunda birleşir.
Günümüzde bu surların içerisinde kentin önemli yapıları olan kilise, saray, cami, arasta, köprü ve sarnıçların izleri görülmektedir.
Surların içerisinde bulunan İç Kale ise şehrin kuzeyinde 50 m. yüksekliğindeki tepe üzerinde tüm yöreye hakim biçimde kurulmuştur. Bu tepenin yamaçlarında ve çevresinde de sivil yaşama ait evlerin kalıntılarına yer yer rastlanmaktadır.
Nearby cities:
Koordinatlar (Enlem ve Boylam): 37°10'41"N 40°56'29"E
- Hasankeyf 72 km
- Kepez Tepesi 88 km
- Barış Pınarı Harekatı Resulayn Cephesi Operation Peace Spring Ras el Ayn Front 92 km
- Erzen(Tarihi) 97 km
- Diyarbakır Surları 104 km
- Dıcle Vadısı Ve Hevsel Bahçeleri 104 km
- Şuayip Antik şehri 144 km
- Cevizlidere, Muş 161 km
- Aršamašat 192 km
- Muş Ovası 204 km
- Mardin 16 km
- Sancar Mahallesi 16 km
- Bülbül Mahalesi 19 km
- Bahçebaşı Mahallesi 20 km
- Eskikale Mahallesi 20 km
- Diyarbakırkapı Mahallesi 22 km
- Tepebaşı Mahallesi 22 km
- Şeyhler Mahallesi 26 km
- Nusaybin Ovası 36 km
- Tur Abidin 46 km